İletişim yaşamın başlangıcından itibaren var olan bir süreçtir. İletişim biçimi türlere göre farklılık gösterse de amaç hep ortaktır; bilgi alış verişi. Tüm canlılar kendi aralarında türlerine özgü iletişim biçimleri geliştirmişlerdir. Sahip olduğu zihinsel becerileri daha üst düzeyde kullanabilme yetisiyle diğer canlılardan ayrılan insan oğlu iletişim kurmak için de sadece kendine özgü olan sözel dili kullanmaktadır. Diğer türlerin kullandığı iletişim biçimlerinden farklı olarak insanın sahip olduğu dil bilgisi soyut ve üretkendir.
Dil, konuşmacının düşünce ve duygularını ifade etmek ya da diğer insanları etkilemek amacıyla bir araya getirdiği sözel semboller sistemidir. Dil, kendi içinde, sözcük dizimi (sentaks), biçim bilgisi (morfoloji), ses bilgisi (fonoloji), anlam bilgisi (semantik) ve kullanım bilgisi (pragmatik) gibi farklı bileşenlerden oluşmaktadır. Normal dil gelişiminde bu farklı alanlarda eş zamanlı gelişim görülür. Bu eş zamanlılık bozulduğunda dil bozuklukları ortaya çıkar ve gelişim farklı alanlarda farklı hızlarda devam eder.
Dil iletişim içindir ve iletişim ortamında öğrenilir. İnsan dili öğrenmeye hazır bir biçimde dünyaya gelir ve bunun için eğitime değil; sosyal etkileşime ihtiyacı vardır. Çoğu çocuk sözcük üretimine sekiz ve on iki ay arası bir süre içinde başlar. On iki aydan, on sekiz-yirmi dört aylık döneme kadar olan zaman çocukların tek sözcükleri farklı dilbilgisel kategorilerde kullanabildiği dönemdir. Çocuğun ifade edici sözcük dağarcığı yirmi dört ay civarında yüz yirmi - üç yüz arası sözcüğe kadar çıkabilmektedir. İki yaş civarında sözcüklerini bir araya getirmeye başlayan çocuk beş-altı yaşlarında neredeyse yetişkin düzeyinde bir dil bilgisine sahiptir. Okul çağına geldiklerinde sözel dili yetişkine yakın bir yeterlilikte iletişim amacıyla kullanabilmektedirler. Dilbilgisini biçimsel olarak öğrenmeye başladıklarında, konuşmalarını ortamın iletişimsel doğasına uyarlarken diğer taraftan binlerce kelimenin anlamını ve bunların üretiliş biçimlerini bilirler. Dil gelişimi okul çağında ya da ergenlikte duran bir olgu değildir; hatta bazı önemli yapılar ergenlik çağında kazanılmaktadır. Bununla birlikte, dilin gelişim süreci hayat boyu devam eder.