İletişim, bilginin gönderici ve alıcı tarafından ortak bir biçimde anlaşıldığı bilgi aktarım sürecidir. İnsanoğlunun tüm başarısının arkasındaki temel faktör iletişim kurabilme yeteneğidir. Bu yetenek ona soyut düşünebilme, daha ilkel bir yaşamı daha uygar bir yaşama dönüştürebilme olanağı sağlar. Tür olarak insan, doğuştan sahip olduğu iletişim ihtiyacını karşılamak için diğer canlılardan farklı olarak sözel dili ve sözel dilin iletilmesini sağlayan konuşmayı kullanmaktadır.
Dil, iç dünyamıza ve dış dünyaya ait düşüncelerimizi simgesel bir yolla yansıttığımız bir araçtır. Konuşma ise dil kodunun üretilmesini ve aktarılmasını olanaklı kılan bir eylemdir.
Dil Bozukluları
Dil, temelini toplumsal uzlaşımdan alan, kendine ait simgeleri ve kuralları içinde barındıran bir kodlama sistemidir. Bu sistem kendi içinde beş bileşenlerden oluşur. Bu bileşenler; ses bilgisi (fonoloji), biçim bilgisi (morfoloji), sözcük dizimi (sentaks), anlam bilgisi (semantik) ve kullanım bilgisi (pragmatik) gibi farklı bileşenlerden oluşmaktadır. Bu beş kategoride ortaya çıkacak gecikme ve algılama, işlemleme ve kullanma bozuklukları dil ve konuşma bozukluklarına sebep olacaktır.
Fonolojik (Sesbilgisel) Bozukluklar: Dildeki sesbirimlerin dil kurallarına uygun bir şekilde seçilememesi ve dizilememesi ile ilgili bozukluklardır. Fonolojik bozukluğu olan çocuklar dildeki sesleri geç öğrenirler ve ses dağarcıkları kısıtlıdır.
Sentaktik (Sözdizimsel) Bozukluklar: Cümle içindeki kelime dizim bilgisi, cümle öğeleri arasındaki ilişkilerle ilgili bozukluklardır. Bu alanda bozukluğu olan çocukların cümleleri genellikle kısa ve hatalıdır.
Morfolojik (Biçimbilgisel) Bozukluklar: Dilin bu bileşenlerinde sorunu olan çocuklar dildeki ekleri öğrenme ve kullanmada sorun yaşarlar.
Semantik (Anlamsal) Bozukluklar: Kelimelerin tek veya cümle içinde kullanımı ile ilgili bozukluklardır. Anlam bozukluğu gösteren çocukların sözcük dağarcıkları kısıtlıdır. Konuşurken sözcük hataları yaparlar veya sözcük bulma/ hatırlama zorlukları yaşarlar.
Pragmatik (Kullanımsal) Bozukluklar: Kullanım bozuklukları, dilin sosyal işlevine uygun bir şekilde kullanılamaması ile ilgili bozukluklardır.
Konuşma Bozuklukları:
Konuşma dilin iletişlmesini sağlayan bir eylemdir ve bu eylem üç temel işlevle kusursuz biçimde oluşur. Bunlar; Respirasyon (solunum), fonasyon (ses üretimi) ve artikülasyon (sesletim ). Bu işlevleri yürütmekle ilgili organlar ciğerler, gırtlak, boğaz, ağız ve burundur. Bu yapılarda anatomik olarak mevcut olan normal dışı bir durum konuşmayı etkileyecektir.
Artikülasyon (Sesletim) Bozuklukları: Konuşma düzeneği gırtlak, yutak, yumuşak damak, dil, dişler, dudaklar ile birlikte ağız ve geniz boşluklarından oluşmaktadır . Bu organlar çeşitli pozisyonlara girerek artikülasyonu oluşturmada görev alırlar. Artikülasyon, Sesin gırtlak üstü düzenekte yer alan organlar yardımıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilip üretilmesidir. Artikülasyon bozuklukları, konuşma organlarının yapı ve hareketlerinin kısıtlanmasıyla dildeki seslerin üretiminin doğruluğunun ve hızının etkilenmesi nedeni ile oluşur.
Artikülasyon bozukluğu yanlış öğrenmelerden kaynaklandığı gibi dudak damak yarığı, down sendromu, işitme engeli, nörolojik bozukluk gibi bazı anatomik-fizyolojik problemlerden de kaynaklanabilir.
Ses bozuklukları: Ses sistemi; akciğerler, nefes borusu, gırtlak, burun ve ağızdan oluşmaktadır. Ses üretimi, ses tellerinin bulunduğu kas ve kıkırdaklardan oluşan larinks yapısında gerçekleşmektedir. Sağlıklı bir sesin oluşabilmesi için bu yapıların sağlam olması gerekmektedir. Ses bozuklukları, bu yapıda doğuştan gelen ya da sonradan ortaya çıkan bazı bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkmakla birlikte çocuklarda ses bozuklukları genellikle sesin yanlış kullanılmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Ses bozukluğu, sesin şiddetinin, perdesinin ve kalitesinin kişinin yaşına, cinsiyetine uygun olmaması durumu olarak da tanımlanabilir . Ses bozuklukları; organik, psikolojik, nörojenik ve fonksiyonel gibi farklı sebeplerle ortaya çıkabilir.
Akıcılık bozuklukları: Çocuklarda görülen en yaygın konuşmada akıcılık bozukluğu kekemeliktir. Kekemelik, 2-6 yaşlar arasında ortaya çıkan konuşmada normalin üstünde sıklıklta ve uzunlukta meydana gelen tekrarlar, duraklamalar ve ses uzatmalarıyla akıcılığın bozulması durumudur. Ancak her akıcısızlık durumu kekemelik olarak adlandırılmamalıdır. Dil gelişiminin hızlı ve yoğun olduğu dönemlerde çocukların akıcılığında bozukluklar ortaya çıkabilmektedir. Konuşmadaki bu akıcısızlık normalden uzun surer, takılmalar nitelik değiştirir ve şiddetlenirse kekemelik tanısı konulabilir.